Tüm dostlarım gibi, her zaman aklımda ve
kalbimde olan dostlarımdan biri de Karikatürist Emre YILMAZ’dır.
Bunca zaman içinde birçok başarılı çalışmaya
imza atan Emre’nin; karikatür ustalarımıza ilişkin vefa duygusu; onun, somut etkinlikleriyle hayat buluyor. Elle tutulur
girişimlere dönüşüyor.
Başlangıçtan beri dikkatten kaçmadı onun bu tutumu. Kaçmamalıydı da.
Emre YILMAZ'ın ne denli vefalı biri olduğunu anlamak için, onu bizzat tanımak da gerekmiyordu. Girişimleri ortadaydı ve belli ki vefalı bir karikatüristti. Onu sevmek kolay, takdir edilmek hakkıydı. Vefalı insanı kim sevmezdi ki...
*
Başlangıçtan beri dikkatten kaçmadı onun bu tutumu. Kaçmamalıydı da.
Emre YILMAZ'ın ne denli vefalı biri olduğunu anlamak için, onu bizzat tanımak da gerekmiyordu. Girişimleri ortadaydı ve belli ki vefalı bir karikatüristti. Onu sevmek kolay, takdir edilmek hakkıydı. Vefalı insanı kim sevmezdi ki...
*
Şimdi biraz geriye gitmemiz gerekiyor...
Emre’yle ilk yazışmalarımıza, ilk tanışıklığımıza...
o7.o5.2oo7 tarihli ilk iletisi posta kutuma düşünce
öğrendim ki, “Abidin DiNO Portre Karikatür Sergisi” için
kolları sıvamış Emre YILMAZ.. Bu tür etkinliklere katkı sunmayı mutluluk verici bir görev saydığım için, büyük bir memnuniyetle hazırladığım Abidin DiNO portre çalışmalarımı, geciktirmeden, e-mail adresine ilettim. Tarih, o9.o5.2oo7...
kolları sıvamış Emre YILMAZ.. Bu tür etkinliklere katkı sunmayı mutluluk verici bir görev saydığım için, büyük bir memnuniyetle hazırladığım Abidin DiNO portre çalışmalarımı, geciktirmeden, e-mail adresine ilettim. Tarih, o9.o5.2oo7...
...Ve sonrasında, şu ya da bu nedenle –hatta
bir nedene dayalı olmayan- yazışmalar...
Yazışmalarla gelişen bir dostluk...
Şimdi geriye dönüp bakınca görüyoruz ki, hatırı
sayılır bir süre geçmiş aradan: 2007...2013...
Uzatmayayım...
Emre YILMAZ; ilkini 2012 Haziran’ında
İstanbul’da, ikincisini 2012 Eylül’ünde Antalya’da gerçekleştirdiği “GÜNGÖR
KABAKÇIOĞLU portre karikatürler SERGİSİ”ni bu kez İZMİR'e taşıyordu.->(27
Kasım 2013)
_Kendisine
ulaşmak, İzmir’e gelip gelmeyeceğini öğrenmek arzusu duysam da / bilgi
alabileceğim tek seçenek e-mail yazmak olabilirdi ve fakat gecenin bu saatinde yazacağım
iletinin okunma şansı yok denecek kadar azdı. Hele bir de Ankara’dan hareket
etmişse, yani yoldaysa Emre; iletiyi görmesi hepten olanaksızdı.
Şansımı denemenin sakıncası olamazdı:
“Emre'ciğim
Merhaba,
Sergi haber metnin http://mizahvesiir.blogspot.com
'da (ve eklerinde) yerini almıştır.
Sergi açılışında
İzmir'de olacak mısın? Kısa
bir maille de olsa bilgi iletmeni dilerim.
/ İl merkezi dışındayım ve -olanak yaratıp-
sana hoş geldin demeyi arzu ederim.
Selam ve
sevgilerimle...”
“Gönder” butonuna basıp iletiyi gönderdikten
sonra ve arada sırada da; “Ah, vah, eyvah!” çekerek ve gözümüzü posta kutusundan
ayırmadan; sabahı öğlen ettik...
“Ola ki Emre’den yanıt gelir.” diye, interneti açık tutup, bilgisayarın başında beklerken;
-sergi açılışına 5-6 saat kala- Mustafa YILDIZ’dan ulaşan telefonla rahat bir
nefes alabildik. (Sağ olsun!)
Sevgili Mustafa, Emre’nin İzmir’e geldiğini bildirip, davette bulunuyordu. “Aranızda olmaktan mutluluk duyarım. Geliyorum.!.” dedim.
Sevgili Mustafa, Emre’nin İzmir’e geldiğini bildirip, davette bulunuyordu. “Aranızda olmaktan mutluluk duyarım. Geliyorum.!.” dedim.
Sergi açılışına
tam zamanında yetişmek için, kat etmem gereken yaklaşık 40 km.’lik mesafeyi
hesaba katarak hazırlanmaya başladım.
***
27
Kasım 2013 Çarşamba...,saat: 17.30_Alsancak...
Konak
Belediyesi Neşe ve Karikatür Müzesi’nin önü ve içi tıklım tıklım... Güngör
KABAKÇIOĞLU sergisine gösterilen
yoğun ilgi dikkat çekiyor. Eşikten adımımı attığımda, kalabalık arasından bir
el kalkıyor havaya. Karikatürist Mustafa YILDIZ’ın bu sıcak
karşılaşmasına karşılık vermeme kalmadan, Karikatürist Eray ÖZBEK’in
içtenlikle uzattığı eli dostlukla sıkıyorum.
Tam bu arada Karikatürist Sezer
ODABAŞIOĞLU’nu görüyorum yanı başımda. Benden atik davranıp, “Seni
özlemişim.” derken, yanaklarından öpüp teşekkür ediyor, “Ben de...” diyorum.
Sezer ODABAŞIOĞLU arkadaşımın yoğun bir emek ve çabayla kotardığı; “KADIN KARİKATÜRİSTLERİMİZ” adlı
çalışmasının Karabağlar Belediyesi’nin katkılarıyla albüme dönüşmesini sevinçle
karşıladığımı belirtiyor, kutluyorum. Çantasını açmaya davranırken, “Bu çantada kürdan dahil her şey var, ama
kalem yok.!.” diyor. Bu tatlı espriye tebessüm ederek, kalemimi uzatıyorum.
Albümünü imzalayıp, takdim etmek istiyor.
Masamızda bulunan genç bir arkadaş,
albüm beklentisine girince, sıramı ona veriyorum. Çantasından çıkardığı ikinci kitabı imzalamaya
davranınca, Artvinli olduğunu belirten güleç yüzlü bir Bey devreye giriyor bu kez. “KADIN KARİKATÜRİSTLERİMİZ” albümünü edinme konusunda fazla atak ve istekli davranıyor. Sevgili Sezer, iki arada bir
derede kalmanın o sevimli çaresizliğiyle yüzüme bakıyor. Onu zorda bırakmamak için; “Artvinliler güzel
insanlardır, arkadaşı kırmayalım.” deyince, çantasındaki son albümü de o
sevimli Bey için imzalıyor. Bu sıcak
sohbete Karikatürist Hüseyin ALPARSLAN da katılıyor. Sohbet, elimizdeki –şeker katmayı es geçtiğimiz-
sıcak çaylar eşliğinde sürüyor... :)
Ortam ziyadesiyle kalabalık olunca, değişik masalarda
kümelenen dostlara ulaşmak pek de kolay olmuyordu. Ama yine de Karikatürist Birol Çün ve Karikatürist Sadık Pala
dostlarla iki çift laf edip, merhabalaşabildik. Karikatürist Cemalettin
Güzeloğlu arkadaşımla karşılaşıp da sevgili oğlu Karikatürist Cem’i merak
etmemek olmazdı. Gelememiş. (Umuyorum ki, sevgili Cem'e selamımız ulaştırılmıştır.)
Değerli Karikatürist arkadaşımız Menekşe ÇAM da sergi
açılışında bulunan İzmirli çizerler arasındaydı. Hal hatır sormak, elde ettiği
“Uluslararası Caretoon Yarışması 2013 Büyük Ödülü”nden ötürü kutlamak,
arkadaşlık borcumuzdu.
Tüm bu gelişmeler
olurken, henüz yüz yüze görüşemediğimiz Emre
YILMAZ’ı gözlerimiz arıyor.
Müze’nin diğer
bölmelerinde olabilir. Başı kalabalıktır şimdi.
Bir süre sonra; holdeki hareketlenmelerden anlıyoruz ki,
açılış başlıyor.
Sergi açılış konuşmasını, ev sahipliği sıfatıyla Karikatürist Mustafa Yıldız yapıyor. Sergiyi tasarlayan Karikatürist Emre Yılmaz’ın ardından KABAKÇIOĞLU’nun kızı, oğlu, kız kardeşi ve Konak Belediye Başkanı Serpil Güngör de birer konuşma yapıyor.
*
Ve
derken;
...portre karikatürlerinin sergilendiği odaya girdiğini farkediyorum Emre'nin. Dostlarla paylaştığımız
masaya doğru, sıcak ve içten bir gülümsemeyle yaklaşıyor... “Hoş geldin.!
–Hoş bulduk.!.” demeler... Sıcak ve içten tebessümler... Yıllar sonra karşılaşılan eski bir dosta bakar gibi
bakmalar... Muhabbetle kucaklaşmalar. Yazışmalarla başlayıp süren ve sonunda yüz yüze tanışmış olmaktan duyulan memnuniyet ifadeleri...
Sevgiyle yüzüne bakarken Emre YILMAZ’ın / Güngör KABAKÇIOĞLU ustamızın onun için çizdiği portre çalışmasını anımsıyorum. Sevgili ustamızın -büyük bir maharetle- Emre’nin mütevazı, saygılı ve sevecen kişilik vasıflarını ortaya çıkarıp resmettiğini hayranlıkla hatırlıyorum.
Emre’yle
yazışmalarımızdan; çizgileri ve aktivitelerinden elde ettiğim veriler, ona dair sempatimin temelini oluşturmaktaydı.
Yüz yüze tanışınca, yanılmak da olasılıklar dâhilindeydi. Emre yanıltmadı -ve
tam tersine- duyduğum sevgiyi pekiştirdi.
Üşenmeyip
–ve ihmal de etmeyip- çantasına koyup Ankara’dan getirdiği “KARİKATÜRİSTLER GÜNGÖR KABAÇIOĞLU İÇİN ÇİZİYOR” adlı albüm (2012) ve takdim ettiği
“Sergi Katılım Belgesi” / Emre’nin
inceliğini, duyarlılığını ve özenli tutumunu kanıtlayan bir durumu işaret
etmekteydi.
Karikatürist Emre YILMAZ kardeşimi tanıdığım
için ve yolu İzmir’den geçtiği için mutluyum.
Sevdakâr
ÇELİK
28.11.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder