*dalistanbul*
yoğunluk!..
bunu yaşayan için ne boğucu, karşısındaki içinse ne kadar düşündürücü bir kelimedir! Bazen mazeret gibi algılanır, bazense ardına sığınıldığı düşünülen
bir duvar gibi durur karşımızda... günlük yaşamın ağır tuğlaları da eklendiğinde, aşılması güç, yüksek bir duvara dönüş-türül-ür... işsizliğin arttığı, işten çıkarılmaların sıkça yaşandığı dönemlerde, hatta yaratılan kriz ortamlarında ne kadar da ironik durur bu yoğunluk kelimesi!..
insana yaptırılmak istenen ile insanın yapmak istedikleri arasındaki denge çoğunlukla kurulamıyor ve insanlar, kendilerine yaptırılmak istenenlerin altında ezilmeye mahkum ediliyor.. ama bütün bunlara karşın, yapmak istediklerimizin ham maddesi, yine çoğunlukla bu baskı ortamlarından çıkmıyor mu zaten?.. neyse, kimilerine göre aptallık, kimilerine göre ise işkence sayılsa da, bana göre umut; insanın yaşama sıkı sıkıya tutunmasını sağlayan en güçlü bağdır.. bu yüzden değil mi daha güzel yarınlara dair direncimiz?
bunu yaşayan için ne boğucu, karşısındaki içinse ne kadar düşündürücü bir kelimedir! Bazen mazeret gibi algılanır, bazense ardına sığınıldığı düşünülen
bir duvar gibi durur karşımızda... günlük yaşamın ağır tuğlaları da eklendiğinde, aşılması güç, yüksek bir duvara dönüş-türül-ür... işsizliğin arttığı, işten çıkarılmaların sıkça yaşandığı dönemlerde, hatta yaratılan kriz ortamlarında ne kadar da ironik durur bu yoğunluk kelimesi!..
insana yaptırılmak istenen ile insanın yapmak istedikleri arasındaki denge çoğunlukla kurulamıyor ve insanlar, kendilerine yaptırılmak istenenlerin altında ezilmeye mahkum ediliyor.. ama bütün bunlara karşın, yapmak istediklerimizin ham maddesi, yine çoğunlukla bu baskı ortamlarından çıkmıyor mu zaten?.. neyse, kimilerine göre aptallık, kimilerine göre ise işkence sayılsa da, bana göre umut; insanın yaşama sıkı sıkıya tutunmasını sağlayan en güçlü bağdır.. bu yüzden değil mi daha güzel yarınlara dair direncimiz?
Vahit AKÇA
.....mizahveşiir: 24 Eki 2008_01:06
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder