24 Ağustos 2015 Pazartesi

Erhan TIĞLI *yazısı* MAL...



          
  Mal tarla bahçe, ev gibi şeylere verilen addır. Anadolu’da büyükbaş hayvanlara da mal denir. Ayrıca bazı kişilere de kinayeli olarak mal sıfatı takılır. Mal canın yongasıdır. Cömert derler maldan ederler, yiğit derler candan ederler. Bu bakımdan her övgüye kanmamalı, dolduruşa gelmemelidir. Bir şey kırıldığı ya da kaybolduğu zaman “cana geleceğine mala gelsin” deriz. Kimi âşıklar sevdiklerini malları gibi görürler; oysa kimse kimsenin malı
değildir. Sevdiğini mal saymak, onu mallanmaya kalkmak çok kötü sonuçlara mal olur...
            Bir ilkokul öğretmeni öğrencilerini hükümet konağına götürmüş. Karşılarına mal müdürlüğü çıkmış. Mal müdürü öğrencilere, “Bana istediğiniz şeyi sorabilirsiniz” demiş Çocuğun biri mal deyince büyükbaş hayvanlar aklına geldiği için, “Mallarınız hastalandığı zaman ne yapıyorsunuz?” diye
sormuş. Müdür gülerek; “Bizim mallarımız sağlamdır, hastalanmazlar” diye cevap vermiş.
            Yine bir ilkokulda öğretmen anneler gününde köy çocuklarına, “ anneler gününde annenize pahalı hediyeler almanıza gerek yok. Kır çiçeklerinden bir buket yapıp verebilirsiniz” demiş.
             Çocuğun biri öğretmenin sözünü tutmuş ve annesine bir buket kır çiçeği uzatmış. Şimdiye kadar böyle bir hediye almayan kadın şaşırmış, sevineceğine onu azarlamış:
            “Ne olacak bunlar, yiyecek miyim? Ben mal mıyım!” demiş.
            *
            Mal sahibi mülk sahibi
            Hani bunun ilk sahibi?
            Mal da yalan, mülk de yalan
            Var biraz da sen oyalan!”

ileti:tarih:19 Ağustos 2015_ 13:08

Hiç yorum yok: